çıldırmışsın bir hiç uğruna

 Sanırım zaman zaman çıldırıyorum. Bu beni korkutmalı ancak korkmuyorum. Delirmek en doğal hakkım olmalı, bu yüzden dengesizim.

Niçindir kendini normalleştirmek, üstüne sıradanlaştırmak? O denli büyük bir ıstırap ki farklı olmak senin için, kaynaşıp topluma kamufle oluyorsun.

Delirmekten kaçamazsın, saklayamazsın onu. Bir ipucu verirsin istemsizce sıyırdığına dair kafayı.

Ben sonunda kaçırdım keçileri. Bu andan itibaren mantık aramayın sözlerimde. Ben kalem bile tutamıyorum gözünüzde.

... ve bir hiç uğruna mahvediyorum kendimi. Benim en büyük suçum, boşu boşuna romantize ettiğim akıl sorunlarımla çevrelememdir bu kukla bedenini.

"bu saniye" dediğim saniye bana çok uzak geliyor.

Kaçmamalıyım. İlk 6 saniyeden sonra her şeyden sıkılıyorum. Bıkıyorum ve bıkmamalıyım. Çabuk dağılıyor dikkatim ve farkındasızlığımı gizleyemiyorum.

Bir hiç ve her şeyim. Aynı anda heryerdeyim ama zaman nedir ki? Uzay zaman boşluğunu büküyorum ve kalbimi deliyorum.

ÇIN        ÇIN        ÇIN         ve yok oluyorum.

Anılardan bahsetmek yaşlı ruhların işidir. Ben ise bugünden kaçıyorum, dünle bir işim yok. Genç bir ruhum olduğunu da söylemiyorum yanlış anlamayın. Bir ruhum var ondan eminim ama tamamıyla bir ruh olduğundan bile emin değilim. 

Son günlerim biraz kafa karıştırıcı hislerimin beni sıkboğaz etmesiyle geçiyor. Sanırım büyüyorum, olgunlaşıyorum ancak bu kelimeler bir ifade etmiyor.

Yine yeni bir yalan filizleniyor dilimin ucundan  yeşil, taze bir filiz değil, kanlar akıtarak çıkan bir bıçak. Canımı acıtıyor."Ben iyiyim, sen nasılsın?"

Huzur denen hazineyi X yerinde bulamıyorum. Ben payıma düşen iç rahatsızlıgımla memnun olmalıyım, huzur başkasının ödülü. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

UYANMAK İSTEMİYORUM

DÜŞÜNMEKTEN NEFRET EDİYORUM.

KAÇMAK İSTİYORUM